“Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. Zira onların kalbi daha nazik ve incedir. Bana gençler iman etti. İhtiyarlar karşı çıktı.” hadisi karşılıyor okuyucuyu kitabın kapağını açtığında. Kitabın yazarı Salih SURUÇ beyefendi de, “Bu çalışmanın, yüreklerinde Peygamber (S.A.V.) sevgisi bulunan siz gençlere yararlı olmasını Yüce Rabbim’den (C.C.) niyaz ederim” diye bitiriyor önsözünü.

İnsan tanıdığını sever, sevdikçe daha çok tanımak ister; sevdiğini takip eder, taklit eder, örnek alır, ona itaat eder. Hele ki bir de söz konusu olan canım Peygamberimiz (S.A.V.) ise… Çocuklarımızın/gençlerimizin de kalplerinde Efendimizin (S.A.V.) sevgisinin yeşermesi, gelişip koca bir çınar olması için, önce O’nu tanımaları lazım. İşte bu yüzden Sevgili Evladım (SEVEV) olarak en başta gelen gayemiz genç nesillerimize Efendimizi (S.A.V.) tanıtmak. Bu yolda kalemine sarılıp emek ortaya koyan değerli yazarlarımızdan Allah razı olsun. Bizlere düşen de çocuklarımıza bu güzel eserleri ulaştırmak.

Roman/öykü türünde yazılmış “Kalbimin Efendisi”nin akıcı bir dili var. Anlatımı ayet ve hadislerle zenginleştirilmiş. Özellikle olaylarla birlikte, nüzul sebebi bu olayların olduğu Kuran ayetlerinin anlatıma dahil edilmesi, Kuran ve Efendimizin 23 yıllık risalet görevi süresince yaşadıklarının nasıl bir bütünün ayrılmaz iki parçası oldukları hususunda küçük okuyucularımıza bir fikir verebilir.

Biz bu kitabın Nurdan DAMLA hanımefendinin “365 Günde Sevgili Peygamberimizin” kitabından sonra, ilkokul 4./ortaokul 1. sınıftan itibaren okunmasını tavsiye ediyoruz. Bu yaştaki çocukların özellikle de roman/öykü türünde böyle akıcı bir anlatımı olan bir kitabı birkaç günde bitireceğinden eminiz. Ancak biz bunu tavsiye etmiyoruz. Bunun yerine;

– Her gün 25-30 sayfa okunmasını,

– Bir kitap bittikten sonra bir aylık bir fasıla konmasını,

– Müteakip kitaba başlamadan, önceki kitabın içindekiler kısmına göz gezdirerek ve belki bazı sayfa/bölümler tekrar okunarak, okunanların hatırlanmaya çalışılmasını öneriyoruz.

Şimdi bazılarınızın “ya ne bu kadar karıştırıyorsun işi arkadaş, okusun bitirsin işte!” diyeceğinizi tahmin ediyorum. Eee napalım çocuk eğitimi çok zor bir iş, ama onlar bizim en kıymetlilerimiz. Bazen düşünürüm de Yüce Allah bu kadar çok sevdiği ve kıymet verdiği insanı yaratma işinde anne babaları bir vesile/aracı yaparak ne büyük bir ihsanda bulunmuş aslında insanoğluna. Öyle ya O isteseydi insan ağaç dallarında da yetişebilirdi… Evlatlar anne babalar için olduğu gibi anne-babalar da çocukları için çok önemlidir. Çocuklar insanlığın yaşama gayesi, yaşama sevinci, hayat mücadelesinin merkezidir. Onlar uğrunadır her şey. Çocuklar olmasaydı, yani anne-babalık diye bir şey olmasaydı, herhalde insanlık çok sürmez kendi kendini helak eder giderdi… Neyse sözün özü, en kıymetlilerimiz için elimizden gelenin en iyisini yapmalı, onları kendi hallerine bırakmamalıyız diye düşünüyorum.

3 kitabın her biri ayrı ayrı da satılıyor ancak öyle her zaman bir kitapçıya gidip veya internete girip kitap almaya vaktimiz olmadığını dikkate alırsak, biz set halinde temin edilmesini tavsiye ederiz. Hem bu şekilde fiyatı da daha uyguna gelebilir.

Toplam 450 sayfayı geçen bu kitap seti, tavsiye ettiğimiz 4 kitap arasından Peygamber Efendimizin (S.A.V.) hayatına dair en fazla ayrıntıya yer veren ikinci kitap. Çocuk okuyucularımızın yaşları arttıkça, Efendimizin (S.A.V.) hayatına dair daha fazla ayrıntıyı sahip bu tarz kitapları okumaları da doğal olacaktır. Ancak Kalbimin Efendisi seti sadece Peygamberimizin (S.A.V.) hayatına dair daha fazla ayrıntı içermiyor; aynı zamanda okuyucusuna aktarmayı başardığı yoğun duygu dolu paragraflarıyla, O’nun (S.A.V.) vefatından 14 asır sonra bile nasıl hala “Kalplerin Efendisi” olabildiğini de gösteriyor.

Çok sevgili Peygamberimizin hayatı, teşbihte hata olmazmış, adeta bir roman gibi. Kızımın da dediği gibi: “Ne de çok maceralı geçmiş baba, Peygamber Efendimizin hayatı.” Ama bu romanın maceraları kadar bu maceraların kahramanları da önemli. Bu kahramanların yani Efendimize (S.A.V.) yoldaş olanlar kadar ona düşmanlık yapanların hikâyeleri de Peygamberimizin (S.A.V.) hayatının ayrılmaz bir parçası;

– Hz. Hatice ve Hz. Ebu Bekir bir ömür boyu bir insana ve davasına ilk andan itibaren sarsılmaz bir sadakat ile nasıl bağlı kalınırın hikâyesi,

– Hz. Ali, insanın kendisini yaratan Rabbine olan kulluk mesuliyetinin her şeyin önünde geldiğini daha 10 yaşındayken idrak edebilmesinin hikâyesi, aynı zamanda Efendisi (S.A.V.) şehri terke derken, abanın altına yatışıyla teslimiyet ve Allah’a tevekkül nasıl olurmuşun hikâyesi,

– Hz. Ömer, “şeytanı bile yolunda saptıracak” bir öfke damarlarında gezerken insanın nasıl olur da hem “Faruk” olabileceğinin, hem adalet kelimesiyle kendi ismi özleştirilecek kadar adil kalabileceğinin hikâyesi,

– Hz. Bilal, kendisine işkence yapılan toprakların semalarında insanın sesinin nasıl bir ayrıcalıkla dalga dalga yayılabileceğinin hikâyesi,

– Hz. Yasir ailesi, davasına uğruna sıradan insanların nasıl sıradışılaştığının hikâyesi,

– Diğer taraftan; Ebu Cehil, Ebu Leheb, Ümmü Cemil ve onlar gibi daha nicesi ise, kalbi ve gözü kör eden gururun; yetimi, fakiri, gençleri hor/hakir gördüren kibrin; kıskançlığa zirve yaptırtan rekabet hissinin; kısacası Peygamberimize (S.A.V.) neden inanmadıların hikayesi.

İşte tüm bu hikayelerden ve daha fazlasından kesitler aktarıyor “Kalbimin Efendisi” seti. Maalesef zamanımızda anne babalar olarak bizler çocuklarımızla oturup sohbet etme, onlara dinlerini anlatma, nasihat etme vb. sorumluluklarımızda çok eksik kalıyoruz. Bu noktada, Kalbimin Efendisi’nin bu zengin içeriği ile, en azından bir nebze de olsa bizim bu eksikliğimizi kapatabilir diye umut ediyorum.

İyi okumalar dileriz.