“Şu (yeryüzünde bozgunculuk yapan) fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim!”

Ankebut 30

Hz. Lut peygamberin duası.

Herşey nisbiyle ve zıddıyla bilinir: Güneş sistemindeki diğer 8 gezegene bak ve dünyanın insanın yaşamasına nasıl uygun olduğunu, diğerlerinin ise değil insan en basit bir canlı organizmanın bile yaşamasına imkan vermeyecek şartlara sahip olduğunu düşün. Düşün ve dersini al!

Taha 53-54

İnsanları arkasından çekiştirme; gıybet etme, dedikodu yapma. Senin yanında bunların yapılmasına da izin verme. Yüzüne de söylerim veya söyledim diyerek kendini de savunma… Unutma ki sosyal medyada yapılınca gıybetin/dedikodunun ağırlığı artar… Birisinin yaptığı yazılı, sözlü veya görüntülü paylaşımı hakkında yorum yaparken de bir Müslüman’a yakışır şekilde davranırsan kul hakkına girmekten uzak durmuş olursun. Sözü özü sosyal medyada paylaşım yapma konusunda iyice araştır, düşün, taşın; prensiplerini belirle ona göre davran.

Hümeze 1

“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

Cilt 2 Sayfa 204 Hadis 238

Kendin ve ailen için arzuladığın şeyleri en başta diğer Müslümanlar olmak üzere tüm insanlar için de istemeyi öğren. Bunun için ilk olarak ve en zahmetsizce yapabileceğin şey dualarını böyle kapsayıcı şekilde yapman olabilir. Merak etme Allah’ın rahmeti ve hazineleri herkese yeter! Sonrasında pratikte yapman gereken şey ise hayatının merkezine sadece kendi ve ailenin mutluluğunu koymak yerine, hedefini tutubileceğin kadar geniş tutmaktır. Örneğin, okulda sınıf veya okul birincisi olmayı hedefleyebilirsin ama bu hedefinin yanına “sınıfımdaki herkesin tüm sınavlardan geçmesine yardım etmek” veya “matematik dersi zayıf olan 2 kişiye yardım etmek” gibi hedefler de koymalısın. Diğer taraftan bu tarz fedakarlıklar nisbeten kolaydır asıl zor olan ise kendi çıkarın ile başkalarının çıkarlarının uyuşmadığı durumlarda aynı fedakarlığı göstermeye hazır olmandır. Mesala bir işe başvurduğunda, seninle birlikte aynı işe başvuranlara karşı da aynı fedakarane hisleri muhafaza edebiliyorsan işte o zaman gerçek anlamda iman etmiş olmaya yaklaşmışsındır.

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) nafile ibadetlerini öğrenmek üzere, sahabeden üç kişilik bir grup, Peygamber hanımlarının evlerine geldiler. Kendilerine Efendimizin ibadetleri bildirilince, onlar bunu azımsadılar ve:

– Allah’ın Resulü nerede biz neredeyiz? Onun geçmişteki ve gelecekteki günahları bağışlanmıştır, dediler. İçlerinden biri:

– Ben ömrümün sonuna kadar, bütün gece uyumaksızın namaz kılacağım, dedi. Bir diğeri.

– Ben de hayatım boyunca gündüzleri oruç tutacağım ve oruçsuz gün geçirmeyeceğim, dedi. Üçüncü sahabi de:

– Ben de sağ olduğum sürece kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim, diye söz verdi. Bir müddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi:

– “Şöyle şöyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! Allah’a yemin ederim ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’na en saygılı olanızım. Fakat ben bazan oruç tutuyor, bazan tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor, hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren kimse benden değildir.”

Cilt 1 Sayfa 497

Hani derler ya İslamiyette “ruhbanlık” yoktur diye. İşte nasıl olmadığını Peygamber Efendimiz (S.A.V.) çok güzel özetlemiş. O halde ibadet konusunda da onun koyduğu sınırları aşma! Helak olmak istemiyorsan dini kendine zorlaştırma. İbadet ediyorum, kulluk yapıyorum diye aşırılığa kaçarak meşru sayılan dünya zevklerini de kendine haram etmeye kalkma. Üstelik ibadette de devamlılık esastır. Öyleyse sürekli yapamayacağın ağır ibadet rutinlerini üzerine alma.